SAHTE FATURA - ÖZEL ESASLAR REHBERİ

KDV Tevkifatının tanımı, türleri, faydası, sorumluluğu

21.KDV Tevkifatı

KDV Kanunu’nun 9/1 hükmüne göre Bakanlık, Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan kişilerin Türkiye’de mal teslim etmesi veya hizmet sunması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlerde KDV tevkifatı getirme yetkisine sahiptir. KDV tevkifatında öncelik, vergi alacağının emniyet altına alınmasıdır. Bunun için Bakanlık pek çok durumda KDV tevkifatını gerekli görmüştür. Satıcının, hizmet sunanın yurtdışında olması, yurtiçinde olsa bile sabit mükellefiyetinin bulunmaması, sabit mükellefiyeti bulunsa bile sahte fatura kullanımının yaygın, tespitinin güç olduğu işlemlerde Gelir İdaresi Başkanlığı haklı olarak alıcı tarafından ödenen KDV’nin güvenliğini temin etmek için KDV tevkifatı uygulaması getirmektedir.

KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil, Türkiye’de olanlar, bu işlemlere muhatap olanlar, ödemeyi yapan alıcılar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir. Bu uygulamada Gelir İdaresi satıcıya bir nevi tam güvenemediği için KDV’nin tamamının veya bir kısmının, daha çok güvendiği alıcı tarafından kesilerek doğrudan vergi dairesine yatırılmasını istemektedir.

KDV tevkifatına KDV stopajı da denir. KDV tevkifatı yapması gerekenlere ise KDV sorumlusu denir. Bakanlığın KDV GT ile düzenleme yaptığı durumlarda tevkifat yapma sorumluluğu getirilen kişiler, KDV sorumluları, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevlerin yerine getirilmesinden mükellef gibi sorumludurlar. KDV tevkifatı ihtiyari değil zorunlu bir uygulamadır.

KDV sorumluları tevkif ettikleri KDV’yi 2 nolu KDV beyannamesi ile beyan edip ödemek zorundadır. Beyan edilip ödenen verginin aynı dönem 1 nolu KDV beyannamesinde indirim konusu yapılabilir. Düzenli KDV ödeyen mükellefler açısından 2 nolu KDV beyannamesi ile ödenen KDV aynı dönemde indirim konusu yapılabileceği için mali bir külfet getirmeyecektir. Ancak devreden KDV’si yüksek olan mükellefler ile indirimli oranda ya da istisna kapsamında satış yaptığı için iade talep eden mükellefler için KDV tevkifatı ek bir mali külfet getirecektir. Peşin olarak sorumlu sıfatıyla ödenen KDV’nin iade yoluyla talep edilmesi gerekecektir.

Diğer taraftan tevkifat kapsamında mal ve hizmet sunan satıcı mükelleflerin müşterilerinden tahsil edeceği KDV azalacağı için devreden KDV’leri zamanla artabilir. Gelir İdaresi, tevkifatlı satış yapan mükellefin iade istemesine gerek kalmayacak şekilde kısmi bir tevkifat oranı belirlemeye özellikle dikkat eder. Buna rağmen satıcı mükelleflerin tevkifat uygulamasından kaynaklanan devreden KDV artışları nakden veya mahsuben iade yoluyla talep edilebilir.