4.1.İfaya Konu Bir Hizmetin Bulunması
KDV Kanunu’nun 4/1 hükmünde hizmetin tanımı yapılmıştır. Buna göre;
“Hizmet, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir.”
“Bu işlemler; bir şeyi yapmak ve işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebilir.”
Basit gibi gözükse de dikkat edilmesi gereken bir şarttır. Özellikle hizmet ve teslimlerin bir arada sunulması halinde, mal teslimine isabet eden kazançlar bu indirimin kapsamına girmezler. Mesela Türkiye’de yabancılara sunulan sağlık hizmetinin yanında medikal bir ürün, eğitim hizmetinin yanında bir kitap, mühendislik hizmetiyle birlikte bir makine, mimarlık projesiyle birlikte inşaat malzemesi, tasarım hizmetiyle birlikte tasarlanmış ürünün teslimi gibi durumlarda teslimden elde edilen kazançların, eğitim, sağlık, mühendislik, mimarlık ve tasarım faaliyeti kazançlarından ayrı bir şekilde takip edilmesi gerekir.
Mal teslimi ve hizmet ifasından elde edilen kazançların sağlıklı bir şekilde ayrıştırılabilmesi için yabancı müşteri ile yapılan sözleşmelerden başlamak üzere net bir ayrıma gidilmesi, ilerde ortaya çıkabilecek vergisel ihtilafları önleyecektir. Sözleşmede yapılan ayrıma göre faturanın da sunulan hizmet ve satılan ürünler itibariyle ayrı satırlar halinde düzenlenmesi gerekir. Bazı durumlarda mal bedelinin, mimarlık, mühendislik, tasarım gibi hizmet bedellerinden ayrıştırılması, ayrı bir şekilde faturalandırılması ticari açıdan sıkıntılı olabilir. Ancak gümrükten geçmesi gereken makine, inşaat malzemesi gibi teslimler için her hâlükârda ayrı fatura düzenlenmesi zorunludur.
Orijinal bir tasarım ve mühendislik içeren makine imalatında, makinenin satış fiyatı ile tasarım ve mühendislik hizmet bedeli şeklinde bir ayırıma giderken makine bedelinden hizmet bedeli üzerine bir aktarım olmamalı, vergiyi azaltmak amacıyla kar transfer edilmemelidir. Bu tür durumlarda makine bedeli, maliyet bedelinin üzerine makul bir kar eklemek suretiyle, transfer fiyatlandırması uygulamasından bilinen maliyet artı yöntemiyle bulunabilir.
Diğer taraftan hizmet bedelinin ağırlıklı olduğu, hizmetle birlikte verilen ürün tesliminin nispeten önemsiz kaldığı durumlarda, teslim edilen ürünün maliyet bedeli kazanç tespitinde dikkate alınacağı için ayrı fatura kesilmesine, kazancın ayrı takip edilmesine gerek yoktur. Söz gelimi sağlık turizmi kapsamında rehabilitasyon merkezine gelen yabancı hastalara teslim edilen, bir çeşit eşantiyon gibi verilen havlu takımını ayrı bir teslim gibi görmeye gerek yoktur. Bu durumda teslim edilen havlu maliyetlerinin sağlık faaliyetinden elde edilen kazancın tespitinde dikkate alınması, bundan sonra indirilmiş kazanç tutarının kurumlar vergisi matrahından indirilmesi gerekir.